Otizm ve Farklı Gelişim
Bebeğin sosyo-duygusal gelişimi, annenin onunla kurduğu ilişkiyle başlar. Anne-bebek arasında geçen bütün olaylar, sosyo-duygusal gelişimin başlangıç adımlarıdır. Zaman içinde bebek; nasıl ilişki kuracağını, oturmayı ve kalkmayı, cümle kurmayı öğrenir, hatta ustalaşır. Annenin bebeğiyle ilişkisi, bebeğin dünyaya dair deneyimlerinin olumlu veya olumsuz olduğunu belirlemesi açısından önemli. Çocukta dil gelişimi ve sosyo-duygusal gelişim birbiriyle sıkı bir bağlantı içinde.
Annesinin kucağındaki bir bebek, hem fiziksel hem de duygusal anlamda beslenir. Bu sırada sosyal bir ilişkiyi deneyimler, duyduğu sesler ve konuşmalarla öğreneceği ana dilin ilk basamaklarını kazanır. Yani gelişim, tüm bu alanların birbirini etkileyerek paralel ilerlemesiyle oluşur. Vurgulanması gereken en önemli nokta; gelişim alanlarından birinde meydana gelen farklılık/aksamanın, diğer alanları da etkilemesi, duraklatması veya geriletmesi.
Normal süreç böyle gelişiyor Doğumdan 1 yaşına kadar, yavaş yavaş ilerleyerek, normal gelişen bebek şunları yapabilir: 6 haftalıkken başını dik tutabilen bebek, sonrasında kollarından güç alarak gövdesini kaldırabilir, oyuncak veya eşyayı kavrayabilir. İkinci aydan itibaren gülümseyebilir, sesler çıkartabilir, zamanla yabancıları ayırt etmeye başlar. Hoşuna giden veya gitmeyen şeyleri hissettirebilir. ‘Cee’ gibi oyunlardan hoşlanır. 6’ıncı aydan itibaren ona doğru konuşulduğunda, yetişkinin tonlamasıyla ‘agu’lamalar yapabilir. 7’nci ayda desteksiz oturabilir, emekleyebilir. 8’inci aydan itibaren tutunarak ayakta durabilmeye başlar. Bu dönemde kelimeleri tekrarlayabilir veya bazı kişi ya da eşyaları isimlendirebilir. 10’uncu aydan itibaren insan yüzüne, sesine, kendi ismine normal tepkiler verir. Kendi kendine sesli harfler, heceler çıkarabilir.
Otistik çocuğun gelişimi Otistik gelişim gösteren bebekler; başlangıçtan itibaren fiziksel gelişimde aksama yaşamadan, gereken zamanda göz temasını kısıtlı kurar veya hiç kurmaz. Adları çağrıldığında ve kendilerine gülümsendiğinde karşılık vermez. Kucağa alınmaktan veya dokunulmaktan pek hoşlanmaz. El hareketlerine daha az bakar, yabancı kaygıları olmayabilir. 6 aylıkken ‘agu’lamalar, 8-9’uncu aydan itibaren beklenen hecelemeler gözlenmez. 1 yaşından itibaren söylemeleri gereken anlamlı kelimeleri genellikle söylemezler. Bazıları duydukları kelimeleri veya cümleleri yerli yersiz tekrarlayabilir. Bazı bebeklerin gelişim öykülerinde meme emerken sorun yaşadıkları, kucakta durmak istemedikleri, ağızlarını açarken garip hareketler yaptıkları da dikkat çeker.
Sosyo-duygusal gelişim açısından değerlendirdiğimizde, 2-3 yaş çocuğu soru sormalı, hikayeler dinlemeli, nitelik ve nicelikle ilgili soyut kavramları anlamaya başlamalı. Yine sosyal gelişimin önemli bir belirtisi, bu yaşta çocuğun kendi benliğini diğer nesnelerden ayırt edebilmesi. Dilde zamirlerin kullanımıyla görülen bu gelişimsel özellik, ruhsal gelişimin de önemli bir işareti. 2-3 yaş civarında normal gelişim gösteren çocuk, kendi başına oyunlar kurmalı, yaşıtlarını taklit edebilmeli, basit grup oyunlarına dahil olabilmeli.
Bu belirtilerle fark ediliyor Otizmde; bahsedilen gelişim alanlarının hemen hepsinde farklılıklar, aksamalar gözlenir. Bu nedenle otizmde ilk belirtiler dilin gelişmeye başladığı dönem olan 12-18 ay arasında fark edilmeye başlar. Göz ilişkisi kurmama, ismiyle çağırılınca bakmama gibi belirtiler anne-babalar tarafından erken dönemlerde fark edilebilir. Anne-babalar sıklıkla 2-3 yaş civarında aksamaları fark eder ve bu dönemde kliniklere başvurur.
Otizmde erken teşhis çok önemli. Ailelerin belirtileri erken dönemde fark etmeleri, gerek erken müdahale gerekse kapsamlı bir plan çerçevesinde otizmi ele almaları gerekir. Çocuğun sosyo-duygusal gelişimini hedefleyen tedavi çalışmaları, psikoterapi, gerekliyse semptomatik ilaç tedavileri ve eğitim desteği, otizmi sosyal bir sorun olmaktan çıkarır.